Dışişleri Bakanı Hakan Fidan hakkında bir inceleme yazan İngiltere merkezli Middle East Eye’ın kurucu ortağı ve genel yayın yönetmeni David Hearst çarpıcı sözler kullandı. Hearst, “Fidan’ın sırrı, kendisini sadece bir uşak olarak değil, devletin koruyucusu olarak görmesidir. Dış politikaya söz ve şekil verebilecek bir istihbarat gerektirir. Türk Dışişleri Bakanı bu özelliklere sahiptir. Diğer muhataplarının kendisini ve Türkiye’yi ciddiye almasında fayda var.” sözlerini kullandı.
HAKAN FİDAN DÜNYANIN GÜNDEMİNDE
Uzun yıllar Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı yaptıktan sonra Dışişleri Bakanı olarak atanan Hakan Fidan, dünyanın ilgisini çekmeye devam ediyor. Son olarak İngiltere merkezli Middle East Eye’ın kurucu ortağı ve genel yayın yönetmeni David Hearst, “Türkiye’nin dışişleri bakanı yeni dünya sistemini nasıl şekillendirebilir?” başlıklı bir makale yazdı.
“KENDİNİ DEVLETİN BAKICISI OLARAK GÖRÜYOR”
Hearst, Fidan’ın MİT’i profesyonel, güvenilir ve başarılı bir kurum haline getirdiğini ve teşkilatı yeni tehditlere uyum sağlayan bir organizasyon olarak yeniden kurduğunu söyledi. MİT’in elinde çatışma bölgelerinden bazı önemli dosyalar vardı. Ermenistan’a karşı son mücadelesinde Azerbaycan’ın zaferini sağlayan örgüt olmuştur. Türkiye’nin Libya’da Rus paralı grubu Wagner ve darbeci general Khalifa Haftar’a karşı attığı başarılı adımları belirledi. Ukrayna ve Rusya Artık feshedilmiş tahıl anlaşmasını ve aralarında çok sayıda esir değişimini müzakere etti.
“FİDAN’IN EN GÜÇLÜ MİSYONU ÖNDE DURMAKTIR”
Hearst, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fidan’ın en güçlü misyonu önünde duruyor. Eski dünya düzeni yavaş yavaş sona eriyor ama NATO bunun farkında değil gibi görünüyor. Ancak yeni dünya sistemi şu anda kurulmaktan çok uzakta. Bunun yerine, kaybedilen toprakları geri almaya çalışan Ukrayna birlikleridir.Karşı karşıya olduğu ağır ve kapana kısılmış bir diplomatik mayın tarlası vardır.
“DIŞ POLİTİKAYA SÖZ VE ŞEKİL VERME KABİLİYETİNE SAHİPTİR”
Dünyayı bloklara (demokrasiler ve otoriter rejimler) bölmek, kavramsal bir model olarak ilk engele düşüyor. Liberal demokrasiler, yaşam biçimlerini korumak ve yurtdışında daha savunmacı olmak için etnik azınlıklara yönelik liberal tutumlarını terk ediyor. İnsan haklarını en ciddi şekilde ihlal edenler, kurtarma paketleri ve silah satışlarıyla ödüllendiriliyor. Bu, incelik, zeka ve bilgiyi dinleme ve değerlendirme yeteneği gerektirir. Kişisel çıkarlar oluşturmak için zaman harcayan ve şimdi dış politikayı uygulama araçlarına sahip olan birini gerektirir. Dış politikaya ses ve statü kazandırabilecek bir istihbarat gerektirir. Türk Dışişleri Bakanı bu özelliklere sahiptir. Diğer muhataplarının onu ve Türkiye’yi ciddiye almasında fayda var.”
