Rusya’nın Donbass’ta başlattığı özel askeri harekâtın ilk yılına girerken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Ukrayna krizine ilişkin açıklamaları dikkat çekti. Lavrov, Batılı ülkelerin Kiev’i müzakerelere geri dönmesi için ikna etmeye çalışmadığına işaret ederek, şöyle konuştu: “Rusya’nın Ukrayna ile müzakere etmeyi reddettiği tezi bir yalandır. Moskova bu tezi çürütmeye devam edecek.” ifadeleri kullandı. Ayrıca Rus Bakan, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in kendisini bağımsız bir kişilik olarak görmediğini ve sürekli manipüle edildiğini vurguladı. “Hepimiz Ukrayna ile çatışmanın sona ermesini istiyoruz, ancak ana faktör zaman değil”dedi.
Lavrov’un Sputnik’e Ukrayna krizine ilişkin sözlerini vurgulayan Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Prof. Dr. Hasan Ünal, Ukrayna’nın müzakereleri kabul etmemesi halinde çok tehlikeli bir duruma girilebileceği uyarısında bulundu.
‘ABD’de Blinken ve Sullivan liderliğindeki sivil kanat, müzakere etmek isteyen askerlere rağmen kazanmış görünüyor’
Kimsenin Kiev’i müzakere masasına getirmeye çalışmadığı konusunda Lavrov ile hemfikir olduğunu belirten Ünal, şöyle konuştu: “Çünkü masaya oturma fırsatı vardı. ABD’de kişisel olarak bu tür bir durum Ekim ve Kasım aylarında var gibiydi. ABD Genelkurmay Başkanı Birinci Dünya Savaşı’nı örnek vererek ‘Ukrayna için de bir çözüm bulunması gerekir’ anlamına gelen bir açıklama yaptı, ‘O savaşın ilk yılında 1 milyon kişi öldü ama 20 milyon kişi öldü. savaşta’. Anlamlı bir değerlendirmede bulunarak, ‘Bu savaşın kazananı olmayacak, diplomatik bir çözüm bulunmalıdır’ dedi. O da ‘Ukrayna silah tedarikinde bir kara delik haline geldi, Ukrayna’ya sürekli silah gönderemeyiz’ demek istedi. Hatta Kongre seçimleri vardı, Biden’ın da diplomatik analiz için açıklamaları vardı. Bu açıklamalar, ABD’nin kendisini Kiev’de müzakere masasına bile oturtabileceği yönündeydi. Ama o an kayıptı. ABD’deki askerler savaşın bitmesinden yana olsa da şahinler dediğimiz Blinken ve Sullivan liderliğindeki sivil kanat bu iddiayı kazanmış gibi görünse de durum tam tersidir.dedi ve ekledi:
‘Boris Johnson, Türkiye dahil arabuluculuk süreçlerini mahvetti’
‘ABD’nin bu gidişattan çok memnun bir silah sanayisi ve onunla temas halinde olan bir derin devleti var’
ABD’nin büyük ölçüde silah şirketlerinin kontrolünde bir derin devlet olduğunu vurgulayan Ünal, şöyle konuştu: “Silah ve mühimmat konusunda tüm dünyayı yeniden yapılandırmaya çalışıyorlar. Çünkü Japonya’ya, Almanya’ya, Uzak Doğu’daki müttefiklerine ve ABD’ye büyük çapta silah satacaklar. Tüm bunlardan çok şanslı görünen bir silah sanayii var ve onunla temas halinde olan bir derin devlet var. Dolayısıyla, Lavrov’un dediği gibi, Kiev’i rastgele müzakere etmeye ikna etmek istemiyorlar. Mantıkları, ‘Ukraynalılar bizim verdiğimiz silah ve parayla Rusya’ya karşı canlarını veriyorsa ne olacak?’ form. Ayrıca bu sayede Rusya ve Avrupa’nın ortasına tam bir demir perde örmüşlerdir. ABD için oldukça iyi bir trend. Ancak Avrupa ülkeleri de buna susamış durumda. Bu nedenle müzakere için herhangi bir teşvik görmüyoruz. Kişisel olarak durumun durumu hakkında çok endişeliyim. ‘Bunu ne kadar tırmandırırsak tırmandıralım Putin ve Rus yönetimi havlu atar’ diye düşünüyorlar ama ben bunun olasılığını neredeyse sıfır görüyorum.şeklinde konuştu.
“Zelensky’nin tek başına karar vermesi imkansız”
Zelenskiy’in bağımsız karar verecek durumda olmadığına dikkati çeken Ünal, şöyle konuştu: “Savaşın başında gördük ki, 2014-2015 Minsk Anlaşmalarını imzalayan iki Avrupa devleti olan Fransa ve Almanya’nın o zamanki yöneticileri, ‘Biz bu anlaşmayı uygulamak için imzalamadık, satın almak için yaptık. Ukrayna için zaman ve onu Rusya’ya karşı silahlandırın’. . Demek ki zaman 2014’ten beri bu savaşa hazırlanan bir Batı dünyası var. Nitekim savaşın en başından beri Ukrayna’daki tüm neo-Nazi taburları Zelensky’yi kontrolleri altında tutuyordu. Zelensky’nin seçim kampanyası ‘savaşı bitireceğim’ şeklindeydi. Bu nedenle Ukrayna’daki Ruslardan ve kendisini Rus sayan ve onlarla birlikte hareket eden toplumlardan oy aldı. Ama ona bunu uygulamaya koyma fırsatı vermediler. Peki, Zelensky neden ‘Ben tek başıma karar veremem, bu adamların elinde tutsağıyım’ demiyor? Buna verilen yanıt, ABD’nin çok sayıda ‘Zelenskiy öldürülürse…’ cümlesine dayanıyor. Zelensky bunu nasıl anladı? Yani kimin koruduğunu bilmiyoruz. Ama bilenler doğal olarak bilirler. Dolayısıyla tek başına karar vermesi mümkün değil.”ifadeleri kullandı.
‘Rusya, tampon ülke olarak Ukrayna’yı NATO ile kendisi arasında tarafsız tutmaya çalışıyor’
Ünal, Rusya’nın Ukrayna’daki harekatına son vermesi için en önemli etkenleri değerlendirdi. “Rusya’nın toprak kazanmak için Ukrayna’da savaş yürüttüğü görüşünde değilim. Çünkü toprakları Türkiye’nin 20 katı, nüfusu ise 1,5 katı. Toprakları aslında hem yer altı hem de yerüstü kaynakları açısından son derece güçlüdür. Rusya, tampon devlet olarak NATO ile Ukrayna’yı ortasında tarafsız tutmaya çalışıyor. Ayrıca Rusya, Ukrayna’daki Rusları ve kendisini Rus olarak görenleri korumak için savaşıyor. Bu kurallar üzerinde yürütülen savaşın belirgin bir zaman çerçevesi yoktur. Lavrov’un ‘ne kadar uzarsa o kadar uzar’ şeklinde dediğini anlıyorum. Çünkü bu, Rusya için sözde belirtilen amaçlar sağlanana kadar devam edecek bir savaştır. Dahası, Ukrayna’nın geri kalanı zaten savaşı sürdürüyor”dedim.
